Bağlantı Lideri Fahrettin Altun, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen ‘Dijital Dünya Çalıştayı’nda konuştu.

‘MESLEKİ STANDARTLARINI ORTAYA KOYMALIYIZ’

İnternet gazeteciliğine ait açıklamalarda bulunan Altun şunları kaydetti:

‘DİJİTAL FAŞİZM BÜYÜK TEHDİT’

Dünyanın makul bir bölgesinde kümelenmiş bir avuç şirketin “hakikatin monopolünü ellerinde tuttuğunu tez ettiğini lisana getiren Altun, “Bu argüman milletin seçilmiş temsilcilerine sorgusuz sualsiz sansür uygulamaya kadar varan bir cüretkarlıkla birleşmiş durumda. Bu tıp anti-demokratik uygulamaların yasallaştırılması için ellerinden gelen uğraşı ortaya koyuyor, her çeşit manipülasyonu yapıyorlar. Böylelikle bir küme özel şirket, kamunun bilgiye erişimi noktasında hem avukat hem savcı hem hakim misyonunu üstleniyor. Bu gidişatın ne kadar problemli olduğu açıktır” dedi.

Dijital faşizmin bir öbür ögesinin da tabir özgürlüğü ve tolerans üzere kavramların dejenere ve politize edilmesi olduğunu belirten Altun, “Açık ve net bir biçimde vurgulamak istiyorum. Ortada apaçık bir ikili standart var. Bugün, global manada bir ikili standartla muhatabız. Bakınız, global şirketler ne yapıyor? Bir yandan siyasetçileri ‘şiddeti teşvik ettiği’ gerekçesiyle susturuyorlar, sansürlüyorlar. Öte yandan tıpkı global şirketler, terör propagandasına ortak olmaya, bunu da bile isteye yapmaya devam ediyorlar. Hakikaten ABD’nin, AB’nin terör listesindeki PKK’nın yahut 15 Temmuz’da 251 suçsuz insanımızı şehit eden FETÖ’nün elebaşıları, toplumsal medya platformlarında serbestçe ahkam kesiyor, propaganda yapmaya devam ediyorlar. Bu sistematik bir kötülüktür. Buna ilaveten ülkemiz terör örgütleriyle kontaklı hesapların kapatılmasını istediğinde otoriterlik ve tabir özgürlüğüne hürmet göstermemekle itham ediliyor” sözlerini kullandı.

LGBT+’LARI MAKSAT ALDI

Dijital faşizmin bir öteki boyutunun da bir avuç şirketin özgürlük ismi altında kendilerini kanunların üzerinde pozisyonlandırma çabası olduğunu belirten Altun, şöyle devam etti:

“Bildiğiniz üzere Türkiye Cumhuriyeti olarak bu bahiste düzenleme yapmaya çalıştığımız için içeride ve dışarıda inanılmaz bir baskıyla karşı karşıya bırakıldık. Son derece makul olan taleplerimiz, tabir özgürlüğüne akın olarak lanse edildi. AB’de yapılan, orada tüzel olan düzenlemeler, bizim için lüks sayıldı. Hayır, biz hükümet olarak vatandaşlarımızın global şirketlere karşı haklarını, hukuklarının korunması ismine bir düzenleme talep ettik. Açıkçası bu süreçte birtakım muhalefet temsilcileri de bu global şirketlerin maaşlı sözcüleri üzere mesai yaptı. Biz bu süreçte hem Türkiye hem de dünya için yanlışsız bir iş yaptığımızın şuuruyla sağlam durduk. Her türlü baskıya göğüs gerdik. Dünyanın hiçbir yerinde sınırsız özgürlük diye bir şey olamayacağını söyleyip, egemenliğimize hürmet gösterilmesini istedik. Bu kadar açık ve net. Sonuçta yasal taleplerimizin ilgili şirketler tarafından kabul edildiğini daima birlikte gördük. Birebir formda, özgürlük ve müsamaha üzere kavramların istismarına daima birlikte şahitlik ettik. Biz, özgürlük ve müsamaha üzere kavramların hiçbir formda eşcinsellik propagandası için yozlaştırılmasına; bu yolla ailelerimizin ve çocuklarımızın gaye alınmasına kesin olarak karşı çıkıyoruz. Bahsettiğimiz global şirketler için bu propaganda neredeyse bir yasa kararında. Hiçbir halde eşcinsellik propagansının yanında yer almayacağız. Vatandaşlarımızı her türlü aşırılıktan korumak devletin en önemli vazifesidir. Bu cins çirkinliklerin bilhassa gençlere ‘normal’ bir şey üzere sunulması, toplumsal sistemimize ve milletimizin asil karakterine yapılmış bir ataktır. Bugün bu hususta birilerine güzel görünmek için en ufak taviz verilmesi, gelecekte çok daha önemli problemlerle karşılaşmamıza neden olacaktır. Buna müsaade vermiyoruz, vermeyeceğiz”

‘TÜRKİYE’NİN VERİSİ TÜRKİYE’DE KALMALI’

“Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalması için gereken tüm tedbirleri almak, tüm adımları atmak zorundayız” diyen Altun, bu açıdan son haftalarda bir haberleşme uygulamasının aldığı karar sonrasında yaşanan sürecin sevindirici olduğunu lisana getirerek, “Bu süreçte hem Cumhurbaşkanlığımız hem de başka kurumlarımız medya bilgilendirme kümelerini yerli ve ulusal uygulamamız BİP’e taşıyarak bu harekete dayanak oldu. Sadece Türkiye’nin değil, Türkiye’nin dostlarının yaşadığı birçok ülkeden milyonlarca insanın bizim uygulamamızı tercih etmesi hiç kuşkusuz bir gurur vesilesidir. Bu sürecin güçlü bir halde devam edeceğini ümit ediyorum” tabirlerini kullandı.

Cumhuriyet