Sabancı Vakfı Hibe Programları’nın 15. Yılında, 6-7 Ekim tarihlerinde ‘Ekim Zamanı’ aktifliği düzenlendi. Aktiflikte, Sabancı Vakfı Hibe Programları kapsamında desteklenen ve ortalarında Bodrum Belediyesi ile Bodrum Bayan Dayanışma Derneği’nin ‘Bodrum’dan Türkiye’ye: Bayanlar Eşitlikçi ve Şiddetsiz Kentini Yaratıyor’ projesinin de yer aldığı 8 projenin ilham veren kıssaları paylaşıldı. Pandemi şartları nedeniyle hudutlu sayıda iştirakçi ile yüz yüze gerçekleşen Ekim Vakti aktifliği birebir vakitte Sabancı Vakfı’nın toplumsal medya hesaplarından canlı yayınlandı.
Tatlı Payzın’ın moderatörlüğünde düzenlenen Ekim Vakti aktifliği, Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Lideri Güler Sabancı’nın açılış konuşması ile başladı. Programın 15. yılında tekrar topluma katkı sunan projeler görmenin memnunluğunu paylaşan Güler Sabancı, “Bugüne kadar hibe verdiğimiz sivil toplum kuruluşlarını yol arkadaşlarımız olarak gördük. Hibe takviyesinin yanı sıra; muhtaçlık duydukları alanlarda kapasitelerini güçlendirebilmeleri için uzmanlık takviyesi sağlamaktan, irtibat ve görünürlük faaliyetlerine kadar birçok alanda yanlarında olmaya çalıştık. Bizler de onların çalışmalarından öğrendik, kıssalarıyla birlikte güçlendik. Onlardan aldığımız ilhamla yeni kıssalar yaratmak için yola çıkan sivil toplum kuruluşlarına şevkle dayanak olmaya devam edeceğiz” dedi.
‘’ŞEHRE KATILMA HAKKIMIZI ELİMİZE ALMAMIZA GEREKSİNİMİMİZ VAR’’
‘Bodrum’dan Türkiye’ye: Bayanlar Eşitlikçi ve Şiddetsiz Kentini Yaratıyor’ projesiyle ilgili hazırlanan sinema gösteriminin akabinde bir konuşma gerçekleştiren Bodrum Bayan Dayanışma Derneği Lideri Figan Erozan, bu projede öncelikli olarak Bodrum’da farklı mahallelerde yaşayan bayanları bir ortaya getirmeyi amaçladıklarını tabir etti.
Sabancı Vakfı ve Bodrum Belediyesi iş birliğinde ilerlemenin projeyi hayata geçirmekte ön açıcı olduğunu söyleyen Erozan, “Projemizde Arap bayanların, Kürt bayanların, Bodrum yerlilerinin ve bizim üzere dışarıdan gelenlerin yaşadığı olmak üzere beş farklı mahallede dört atölye gerçekleştirdik. Bu atölyelerde toplumsal cinsiyet rolleri, bayana yönelik erkek şiddetinin tüm çeşitleri, 6284 sayılı kanunu ve kent haklarını konuştuk. Kent hakları bu projede katılımcılığın önünü açan bir süreci beraberinde getirdi. ‘Bir kenti dönüştürebilirim, yapabilirim’ niyeti projenin gücünü arttırdı. Mahallelerde sözcüler oluşturduk ve her mahallenin sorunu farklı, o yüzden tek tip bir mahalle ya da kent yaratmak istemiyoruz dedik. Bunun sonucunda örneğin Peksimet Mahallesi’ndeki bayanlar Bodrum Belediye Lideri Ahmet Aras’la bir ortaya geldi. Problemleri ve tahlil tekliflerini de kendilerine sundular ve şu an o mahallede büyük bir sorun çözüldü. Belediye tarafından, eğitimden alınan kız çocuklarının tekrar okula gidebilmesinin önünü açmak maksadıyla iki tane fiyatsız servis ayarlandı. Ayrıyeten Suriyelilerin yaşadığı mahallelerdeki bayanlardan sözcüler seçtik. Hasebiyle bu siyaseti de dönüştüren bir şey oldu. Yani biz toplumsal cinsiyet eşitliği diyorsak; şiddeti yaşayanlar bunun karşısında ne yapılması gerektiğini biliyorlar ve onların siyasetini üretmeye, kente katılma hakkımızı elimize almamıza muhtaçlığımız var. Bodrum Belediyesi bünyesinde kurulmuş Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Kurulu var ve ‘Yerel Eşitlik Aksiyon Planı’ da hazırlanıyor. Münasebetiyle mahalle sözcülerimiz bu komitenin da üyeleri oldular. O mahallelerdeki sorunun tahliline yönelik talepleri belediyeye iletecek ve belediye de tahlili hayata nasıl geçireceğinin tekniğini üretecek. Belediye Lideri Ahmet Aras şöyle bir söz kullanmıştı: ‘Toplumsal cinsiyet eşitliğini kabul etmeyenle belediye içinde yol yürümeyeceğim’. Bu siyaset olarak çok büyük bir kazanım” diye konuştu.
Cumhuriyet
