CHP’li Doğan Subaşı, İBB Meclisi’nde, şunları söyledi:

“Sayın Volkan Yılmaz dedi ki, ‘Gelin köylere verilen suda yüzde 25’lik tarifeye devam edelim’. Biz de kendisine bu bahsin tahlil yerinin İBB Meclisi değil, TBMM olduğunu söyledik. Çabucak milletvekillerimizle konuştuk. 2 Mart’ta Milletvekilimiz Zeynel Emre önerge verdi lakin önerge hâlâ TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda bekliyor. 18 Haziran’da bu defa MHP teklif verdi, o da dikkate alınmadı. Sonra AK Parti 20 Eylül’de Meclis’e bu teklifi Torba Yasa halinde verdi. Biz de teklifin eksikleri olduğunu, buna karşın bu teklife karşı olmadığımızı, lakin Torba Yasa’nın yasa çıkarmak için tüzel bir formül olamayacağını söyledik. O teklif yasa olarak şu anda buraya geldi ve İBB Meclisi’mizde bu değişiklik yapıldı. Yani Yılmaz’ın sav ettiği üzere, bu teklifi Cumhur İttifakı yapmadı. Teklifin altında bir tane MHP’li milletvekilinin imzası yok. Silivri köylüleri bu türlü ufak numaralarla kandırılacak köylüler değildir. Trakya köylüsü ne yapacağını bilir. Birazcık sabırlı ol. 2024’ü bekle. Bu kurnazlık siyasetinin karşılığını sana verecekler.”

MHP Küme Başkanvekili Volkan Yılmaz da köy statüsündeki mahallelere su verilmesine mani oldukları savıyla ilgili şöyle konuştu:

“Doğan beyefendiye soruyorum. Çalışmadığınız yerden mi sordum? Elektrikler mi kesikti yoksa, jeton mu geç düştü, hangisi? Siz konuşurken uykum geldi. Meydan Laorusse’yi çevirmişsiniz akşam, milletvekillerinizle genel lider yardımcılarınızla istişare yapmışsınız. Allah aşkına çiftçinin köylünün meseleleriyle ilgilenmek bu kadar kıymetliydi de niçin topu taca attınız, niçin minderden kaçtınız? Her zamanki üzere tekrar sınıfta kaldınız. Zimmet çıkar dediniz. Bu topraklarda büyümüş hangi milletvekili ya da Sayıştay üyesi çiftçiye ucuz su verdiğimiz için bize zimmet çıkarır? Bu milletin evlatlarına inancınızı bu kadar mı yitirdiniz?” dedi.

“CHP’NİN YANCISI OLMAKTAN KURTULAMAZSINIZ”

AKP Meclis Üyesi Muhammet kaynar da tartışmaya şöyle katıldı:

“Mahalleye dönüştürülen köylerde indirimli tarife uygulanmasını sağladık. AK Parti, MHP olarak. Büyükşehirlerin 15’i AKP, 11’i CHP’de. İBB’yi kazandınız diye bütün Türkiye’yi kazandığınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz. İstanbul’da Ankara’da kazanmış olabilirsiniz. Biz o dediklerinizi 25 yıldır kazanıyoruz. Sizin 1,5 yıldır ettiğiniz laf kadar 25 yıldır etmedik. Ne kadar kazanmaya hasretmişsiniz? GÜZEL Parti kaç vilayet, kaç büyükşehir ilçesi kazandı? Siz niçin seviniyorsunuz, siz CHP’nin yancısı olmaktan kurtulamazsınız. 40 yamalı bohça bir seçim kazandılar hala ayakları yere basmadı. 1,5 yıl geçti 3 yıl kaldı. Size halk şamarı atacak sevinciniz kursağınızda kalacak.”

CHP’Lİ Bora Balcıoğlu ise “Biz Silivri’yi hak ettiği yere taşıdık. Silivri’nin beton kent olmasını engelledik. Tabiatını, tarımını koruduk. Silivri algıyla yönetilmeye çalışılıyor. Buna rağmen çok şanslısınız zira Liderimiz Ekrem İmamoğlu, hiçbir ayrım gözetmeden Silivri’ye gereken hizmeti götürüyor” dedi.

“HAYRETLE İZLİYORUM”

DÜZGÜN Parti Küme Başkanvekili İbrahim Ökzan, İBB Lideri Ekrem İmamoğlu’nun köylüye zulmediyormuş üzere gösterilmeye çalışılmasını şaşkınlıkla izlediğini söyledi. Özkan, şöyle devam etti:

“Siz uzun yıllardır Silivri’de yaşıyorsunuz sayın lider İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne, Silivri köylüsünün, Çatalca köylüsünün, Şile köylüsünün üretmiş olduğu sütü İstanbul halkına dağıtılmış olduğunu duydunuz mu? Duymadınız. Bakın geçen sene üç buçuk milyon fidan dağıtıldı o köye. Çiftçiyi kalkındırmak için uğraş edildi. Bakın çiftçi ile ilgili bu ülke de yerli tohumla ilgili bile yasaklanmış kanunlar varken, çiftçi icralarla boğuşurken, kalkıp da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını köylüye zulüm eden bir yapıda göstermek yanlışsız değildir. Bakın damat dedim dedim en son damat da bıraktı kaçtı. Ve en son ne dedi? ‘Allah sonumuzu hayır eylesin’ dedi. Amin demekten diğer dermanımız yok.”

AKP Küme Sözcüsü Faruk Gökküş, AKP’nin seçim anketlerinde birinci olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu:

“Muhammet Bey’in söylediği üzere bir iki tane kent aldılar ayakları hala daha yere basmıyor. Bakın arkadaşlar seçim geliyor seçim. 3,5 yıl sonra seçim var, üç buçuk yıl sonra seçim var. Anketler de bu kadar iftiralarına karşın, hala birinci parti AK Parti. Bunlar, Türkiye Cumhuriyeti kurulduğu tarihten bu yana, hür seçimler yapıldığı günden beri bir tane seçim kazanamamışlar neyi alkışlıyorsunuz yahu. Doğan beyefendi 50 yıldır iktidar olamadınız falan, ya arkadaşlar 1946’da sopalı seçim ondan sonra bir daha seçim kazanamadınız daha neden bahsediyorsunuz.”

“BİZİ SİLİVRİ’YE GETİRTMEYİN” TARTIŞMASI

CHP Küme Başkanvekili Doğan Subaşı, MHP kümesine “Silivri’yi değil İstanbul’un mevzularını konuşun” diyerek şöyle devam etti: 

“Ben İBB Meclisi’nin CHP Küme Başkanvekiliyim. İstanbul’un mevzularından sorumluyum. Bizi Silivri’ye getirmeyin. Orada meclis üyelerimiz ilçe liderimiz var onlar çalışıyor. Siz burada Silivri Belediye lideri değil MHP küme lider vekili olarak konuşuyorsunuz, İstanbul’un bahislerini konuşun. Her çıkışınızda Silivri’den bahsediyorsunuz.

MHP Küme Başkanvekili Volkan Yılmaz, CHP Küme Başkanvekili Doğan Subaşı’nın “Bizi Silivri’ye getirtmeyin” kelamına reaksiyon gösterdi. Yılmaz, şu sözleri kullandı:

“Kısa konuşacağım deyip sonunda lafı çatallaştırıyorsunuz. Çok ayıp bir şey. Size olan hürmetimi biliyorsunuz, ferasetinize güveniyorum. Fakat ‘Bizi Silivri’ye getirtmeyin’ lafı hiç yakışmadı size. Silivri çok kadirşinas bütün etnik yapılara hoşgörülü yaklaşan bir ilçe. Elbette Silivri’ye gelebilirsiniz, size çay ısmarlarız. Kahve, balık ısmarlarız. Ancak kimse Silivri’ye hele hele MHP’li bir belediye liderine ‘Bizi oraya getirtmeyin’ diye parmak sallar edası ile konuşamaz. O vakit da ‘Geleceğiniz varsa göreceğiniz var’ deriz mevzuyu kapatırız. Bekliyoruz Doğan Beyefendi.

CHP Küme Başkanvekili Doğan Subaşı, “Silivri’ye getirtmeyin” lafının tehdit ve şiddet münasebeti olmadığını söyleyerek şunları söyledi:

“Benim bunu ne mevzuda konuştuğumu biliyorsunuz. Su konusu konuşuldu, eksik yanlış şeyler söylediniz. Ben de doğrusunu söyledim. Siz Silivri ile ilgili de eksik yanlış şeyler söylüyorsunuz. Beni diğer sorumluluklarım varken Silivri konusunda sözleriniz hakkında çalışmak zorunda bırakacaksınız. Ben hepsinin karşılığını veririm, olmaz. “Silivri’ye getirtmeyin” lafının tehdit ile şiddet bağlantısı olamaz. Düzeltmiş olayım.”

Cumhuriyet