Galatasaray Üniversitesi Milletlerarası Bağlantılar Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Faik Demir, Paris’in önümüzdeki Avrupa Birliği (AB) doruğundan Türkiye’ye sert yaptırım kararı çıkmaması muhtemelliğine karşı kendine hareket alanı yaratma gayretinde olduğunu söyledi.
Doğu Akdeniz tansiyonunun de ele alınacağı 24-25 Eylül’deki AB doruğu öncesinde Türkiye zıddı cephenin liderliğine soyunan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un evvelki gece Türkçe de yayımlanan “İyi niyetli, naiflik olmaksızın sorumlu bir diyaloğu yine açalım” bildirisi dikkat çekti. Doç. Dr. Demir, Macron’un iletisini “oyun bozucu imajını silme” gayreti olarak kıymetlendirdi. “Macron, evvel tansiyon yarattı, kriz havasını büyüttü, artık de oyun bozucu imajını silmeye çalışıyor. Uçtan uça gidiyor… Bu son atağının gerisinde da AB’den istediği bütüncül Türkiye aykırısı karar çıkmazsa kamuoyunda başarısız görüleceğini bilmesi yatıyor” dedi. Demir öbür yandan da Macron’un bu çıkışının tümüyle geri adım üzere yorumlanmaması gerektiği görüşünde. Bu çerçevede Avrupa Parlamentosu’nda alınan Ankara aykırısı kararlara dikkat çekti.
‘HAVUÇ-SOPA İLE ÇÖZÜLMEZ’
Demir, Macron’un “AB’nin şımarık çocukları Yunanistan ve Güney Kıbrıs’a liderlik yaptığı” imajının kamuoyunda kimi çevrelerce eleştirildiğini belirtti. Fransız önderin bu manzarayı biraz olsun perdeleme arayışında olduğu yorumunu yaptı.
Demir şu görüşlerini lisana getirdi: “Macron, AB’de Türkiye tersi istediği sonucu alamazsa hem Avrupa’da hem de ülkesinde liderliği açısından komik duruma düşebilir… Öte yandan AB içinde kimi seslerden Türkiye’ye karşı havuç-sopa taktiği izleyelim çıkışları var… Bu hakikat bir yaklaşım değil. Ki uygulamaya sokulsa bile burada sopa kim, havuç ne olacak… Ne başlı başına Fransa ne de AB bütüncül, güçlü… Doğu Akdeniz’deki sorun, kriz bu formdaki yaklaşımlarla çözülemez. İşleyecek tek yol hukuka hürmet, iyi niyet ve sorumlu tavır izlemek.”
Macron’un Libya, Lübnan, Mali’de de istediği aktiflik alanlarını yaratamadığına değinen Demir, bu çerçevede “AB’nin çıkarları” vurgusuyla Türkiye aykırılığı üzerinden önder olma arayışına giriştiği görüşünde. AB’nin yanı sıra bölge ülkelerinin takviyesi için Paris’in “Türkiye’yi yayılmacı siyaset izliyor üzere göstermeye giriştiğini” belirtti. Bunun dış ülkelerde kimi çevrelerce “Doğu Akdeniz’deki çıkarlar” vurgusuyla karşılık bulduğuna değindi. Fakat krize karşı Berlin’in orta yol arayışına, AB liderliğinin diyalog trafiğine dikkat çekti.
‘YENİ MÜTTEFİKLER GEREK’
Demir, koronavirüs salgınının da tesiriyle ekonomik krizlerle içerde zorlanan başkanların, bu nedenle iç kamuoyuna oynadığını, tahlil istese bile telaffuzlarını daha da sertleştirdiğini kaydetti.
Cumhuriyet
