Bloomberg HT’de ekrana gelen ‘Fatih Altaylı ile Teğe Bir’ programının bu haftaki konuğu usta direktör Ezel Akay oldu.

‘Neredesin Firuze?’, ‘Tabutta Rövaşata’ ve ‘Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?’ üzere sinemalara imza atan üretimci ve direktör Ezel Akay, pandemi devrinde sinemaların kapalı olmasının akabinde dijital platformların dalı ayakta tuttuğunu vurguladı.

Akay, Netflix’te yayınlanan ‘9 Kez Leyla’ sinemasının çekimleri esnasında kamera ardında yaşadıklarından yola çıkarak, beyazperde ile dijital platformlar ortasındaki farkı anlattı.

Akay, “Şimdiye kadar 5 sinema çektim, sevmediğim hiçbir sineması çekmedim. Yapımcılığını yaptığım sinemaları de sevdim. Sinemaya 10 yıl orta vermek zorunda kaldım lakin belirli bir nedeni yoktu, kaynak yaratılmakta zorlanılan vakitler oldu. Sunduğum kimi projeler yüksek bütçeli geldi, kimileri da seyirci gitmez diye düşünüldü. Seyirci ne istiyorsa onu yapmaktan yana değilim ancak kesinlikle seyirciye sevdirmek üzere bir stratejisi var sinemanın, ben de bunun üzerine çok takılıyor ve düşünüyorum” sözlerini kullandı.

“DİJİTAL PLATFORMLAR BÖLÜMÜ AYAKTA TUTTU”

Pandemi devrinde dijital platformların değerine dikkat çeken Akay, “9 defa Leyla’ sinemasını çekmiştik, pandemiye denk geldi. Sinema yerine Netflix’te yayınladı. Netflix ve öteki dijital platformlar, pandemi periyodunda bizim kesimi ayakta tuttu. En değerli yararı da çok kaliteli sinemalar yayınlanıyor. Bu platformlar seyircinin estetik ve kalite hissini da değiştirdi. Bilhassa gençler bu dizilerin örneklerinden istiyor, hatta sinemanın da başına bir bela sinemada da görmek isteyecekler. Kalite hissini önümüzdeki yıllarda daha da değiştirecek” diye konuştu.

“SİNEMA VE STREAMING İÇİN FARKLI OPERASYONLAR GEREKİYOR”

Usta direktör, beyazperde ile dijital platforma sinema çekerken kamera gerisinde yaşanan farklılıkları da lisana getirdi. Akay, “9 kez Leyla’ sineması için bize Netflix’ten 3-4 kere teknik tahlil geldi. Anladık ki onlar da çok önemli bir itina gösteriyor. Yalnız Netflix için değil bütün internet kanallarının, sinemacılar için en büyük sorunu, sinemaların çoğunlukla cep telefonundan seyrediliyor olması. Yalnızca cep telefonundan da değil, bilgisayar ekranlarından da izleniyor üretimler. Her sahnenin, her ayrıntının, her boyutun o ekranlar için de yapılması gerekiyor. Acayip ayrıntılı bir sineması cep telefonundan izlemek çok sıkıntı. Bilhassa şunun ayrımına yeni varıyoruz; Sinema ve streaming kanalları için başka bir operasyon gerekiyor” dedi.

“NETFLIX RİSKİ AZALTIYOR”

Netflix üretimleri hakkında da konuşan Akay, “Yapımcı, aslında yaratıcı bir karakter, fikri, direktörü, müellifi buluyor, tertibi kuruyor, parayı yönetiyor. O yüzden çoklukla en iyi sinema mükafatı yapımcıya veriliyor. Netflix’in kendi yepyeni imallerinde, bu fonksiyonu de Netflix görüyor. Netflix’in yepyeni içeriklerinde yapımcının bir katkısı olamıyor. Hasebiyle mali olarak streaming kanallarından para kazanmakla sinemada başarılı sinema yapmanın sonucunda kazanılan para ortasında büyük fark var. Başarılıysa sinemanın kazanılan parayı streaming kanallarından kazanmanın imkanı yok. Lakin streaming kanalları da riski azaltıyor. Projeye baştan bakıyor çekiyorsun paranı kazanıyorsun” formunda kelamlarını sürdürdü.

Cumhuriyet