HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 2016 yılındaki Facebook ve Twitter paylaşımları münasebet gösterilerek, “terör örgütü propagandası yapma” hatasından verilen 2,5 yıl mahpus cezası Yargıtay tarafından onanmıştı. Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşmesi gündeme geldi.
Gergerlioğlu da TBMM’deki vekillere mektup göndererek, Yargıtay’ın onama kararına reaksiyon gösterdi. Gergerlioğlu, Yargıtay’ın kararı için“TBMM’ye yani millet iradesine sonra da benim üzere insan hakları savunucusu bir milletvekiline verilmiş olması insan hakları aktivizmine vurulmuş büyük bir darbedir” yorumunu yaptı.
Gergerlioğlu, “İnsan hakları aktivisti milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na hukuksuzca ceza verilip milletvekilliği düşürülmek isteniyorken insan hakları paketi ne kadar samimi olabilir?” diye sordu.
Gergerlioğlu, Yargıtay’ın kararına ait türel değerlendirmede de bulunduğu mektubu şöyle:
“Onama kararında yer almayan tüzel tartışmalar karşı oy yazısında yer bulmuş, bu karşı oy yazısı ile yargılamanın da verilen cezanın da hukuka tersliğine açıkça dikkat çekilmiştir. Öncelikle mahkumiyet kararının mutlaklaştığı bu periyotta hala milletvekili sıfatına sahip olduğumu hatırlatmak isterim.”
‘TÜRKİYE’NİN İMZALADIĞI MUKAVELELERE AYKIRI’
“Anayasa’da 2001 yılında yapılan değişiklik ile yasama dokunulmazlığına istisna tutulan hakkın berbata kullanımına ait husus büyük bir değişiklik geçirmiştir. Husustan açıkça ‘düşünce’ sözü çıkarılmış olması nedeni ile propaganda kabahati açıkça bu kapsamdan çıkarılmıştır. Bu tarafıyla anayasaya ve kanuna karşıt bir biçimde, dokunulmazlığı bulunan bir milletvekilinin yargılamasına devam edilmesi ve hakkında cezaya hükmedilmesi açıkça anayasaya, siyasi faaliyette bulunma, seçme ve seçilme üniversal haklarına ve Türkiye’nin imzalamış olduğu memleketler arası demokratik kontratlara terstir.”
‘ŞİDDETE TEŞVİK YOK’
“Öte yandan milletvekili olduğum devirden çok evvel de insan hakları savunucusu olarak pek çok toplumsal olaya dikkat çektiğim, bunları kamuoyu gündeme taşıdığım unutulmamalıdır. Kabahat teşkil ettiği argüman edilen paylaşım da tahlil sürecine dair tartışmaların devam ettiği bir periyotta barış davetiyle yapmıştır. Ulusal bir haber sitesinin linki ile birlikte şiddete teşvik gayeli taşımayan bir paylaşım nedeniyle ağır bir hatadan ötürü cezalandırılmam tabir özgürlüğüne yapılan açık bir müdahaledir.”
‘HUKUK HERKESE EŞİT UYGULANMIYOR’
“Ayrıca kararda fikir açıklamamın direkt ya da dolaylı olarak nasıl açık ve yakın bir tehlike oluşturduğu konusunda bir kıymetlendirme de yapılmamıştır. Bahsi geçen haber linkinin hala erişime açık olmasına karşılık, bu linki alıntılayarak paylaştığım için mahpus cezasına çarptırılmam ve milletvekilliğimi kaybetme riskiyle karşı karşıya olmam hukuk kurallarının herkese eşit olarak uygulanmadığının delilidir. Bu husus kapsamında yargılanan pek çok milletvekilinin yargılamalarının mahkeme kararıyla durduğunu fakat benim yargılamamın kasıtlı devam ettirildiğini de bilginize sunarım.”
‘AİHM İÇTİHATLARINA AYKIRI’
“Bir insan hakları savunucusu olarak, sivil toplum kuruluşlarında başkanlık yapmış ve tahlil sürecine direkt katkım bulunduğunu alenileşmiş bir haberin içeriğini paylaşmasının propaganda cürmü olarak kıymetlendirilmesi gerek mahkumiyet kararını onayan Yargıtay’ın, gerekse de Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) içtihatlarına karşıttır. Hasebiyle milletvekili seçildiğim bir periyotta milletvekili dokunulmazlığına karşıt bir biçimde yargılamaya devam edilmiştir. Ve zorlama yorumlarla hakkımda mahkumiyet kararı verilmiştir. Adil yargılanma başta olmak üzere anayasa ve AİHS de müdafaa altına alınmış haklarım ihlal edilmiştir.”
BERBEROĞLU’NU ÖRNEK GÖSTERDİ
“Sayın Enis Berberoğlu örneğinde olduğu üzere kararın çabucak ve siyasi rant elde etmek emeliyle Meclis’e getirtilip okutulması gayesiyle Yargıtay tarafından süratli bir formda çıkarılan bu karar çok açık bir hak ihlallerine yol açacaktır. Anayasa Mahkemesi tarafından da hakkımda ihlal kararı vermesi kuvvetle olasıdır. Bugün benim aldığım cezanın öncelikle TBMM’ye yani millet iradesine sonra da benim üzere insan hakları savunucusu bir milletvekiline verilmiş olması insan hakları aktivizmine vurulmuş büyük bir darbedir.”
Cumhuriyet
