Türkiye Sinema Yapıtı Sahipleri Meslek Birliği (SESAM) İdare konseyi üyesi Hakan Türkşen hakkında başta SESAM Lideri Yılmaz Atadeniz’in “görevi berbata kullanma” gerekçesiyle üç farklı cürüm duyurusu, genel sekreterlik misyonunda bulunan Işıl Korkmaz’ın ise “tehdit” gerekçesiyle bir cürüm duyurusu bulunuyor. Buna karşılık Türkşen’in de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na Korkmaz ve şu anki lider yardımcısı Murat Uygur aleyhine verdiği şikâyet dilekçesi var. İki taraf da birbirini karar defterini çalmakla ve yöntemsiz kararlar almakla suçluyor.

SESAM tarafının suçlamaları bunlarla da kalmıyor. Türkşen’in çilingirle birkaç sefer SESAM’ın ofisine girdiği, kimi evraklara el koyduğu, kimilerini ise imha etmeye çalıştığı, ofis gereçlerine, eski fotoğraflara ziyan verdiği, bilgisayar ve telefonları kullanılamaz hale getirdiği tez ediliyor. Yarı resmi devlet kurumu sayılan SESAM’a 1.5 aydır hukuksuzlukların araştırılması için müfettiş atanmaması da dikkat cazip. Genel sekreter Işıl Korkmaz’ı “sahte imzalarla” kovduğu, “sahte imzalarla” kararlar aldığı sav edilen Türkşen’in, e-posta adreslerinin şifresini değiştirdiği, SESAM’ın telefonlarını kendisine yönlendirdiği, devletin parasıyla alınan bilgisayarların sabit disklerini aldığı da öteki suçlamalar ortasında.

NASIL BAŞLADI?

Hakan Türkşen hakkındaki bu suçlamalar geçen hafta gazetemizde yayımlanan “Yeşilçam hakkını arıyor” başlıklı haberle ortaya çıktı. Türkşen’in bu habere “2. başkan” olarak görüş vermesi ve hatta birebir gün bakanlıkla yapılan telif çalışmaları hakkındaki toplantıda da “2. başkan” olarak kelam alıp konuşmasının bardağı taşıran son damla olduğu tabir edildi.

Pekala, her şey nasıl başladı? Genel sekreter Işıl Korkmaz’ın polise verdiği tabire nazaran, 21 Ekim tarihinde Hakan Türkşen, Korkmaz’a idare şurası kararıyla işten çıkarıldığını bildiriyor. Korkmaz tabirinde, Türkşen’in kendisine mobbing ve ruhsal baskı yaptığını, “başka bir yerde işe girme konusunda sorun yaşarsın” diyerek istifa etmeye zorladığını belirtiyor. İşten çıkarma kararında imzası bulunan üç idare heyeti üyesinden (Hakan Türkşen, Yılmaz Atadeniz ve Ömer Sarıkaya) Sarıkaya’yı arayan Korkmaz, “böyle bir belgeyi imzalamadığı” cevabını alıyor. Bunun üzerine idare şurasının öbür üyeleri tarafından Korkmaz işe geri alınıyor.

ATADENİZ’İN SUÇLAMALARI

Yılmaz Atadeniz’in 27 Ekim’de polise yaptığı cürüm duyurusunda verdiği tabirde, 22 Ekim tarihinde ofise giden Atadeniz, koliler içerisinde yırtılmış evraklar gördüğünü belirtiyor. Durumu sorduğu Türkşen, genel bir paklık yaptığı karşılığını veriyor. Atadeniz’in ofis anahtarlarını istemesi üzerine ise Türkşen, “İçeride işlerim var, anahtarı veremem” diyor. Atadeniz, polis sözünde “karar defterini ve anahtarı iade etmeyen Hakan Türkşen’den, ona yardım ettiğini düşündüğü eşi Parıltı Türkşen’den ve başka idare heyeti üyesi Yaşar Tuncer’den davacı ve şikâyetçi” olduğunu belirtiyor. Bunun akabinde Atadeniz’in 1 Kasım’da cürüm duyurusu, 18 Kasım’da ise tekrar ofise çilingirle, müsaadesiz girildiğine dair tutturduğu tutanak bulunuyor.

Hakan Uygur, Türkşen yüzünden vazifeye geldikleri bir buçuk aydan beri misyon yapamadıklarını argüman ediyor. Uygur’a nazaran, Haysiyet Kurulu’nun yedek üyesi olan Işık Türkşen de hukuksuz bir biçimde asil üyeler ortasına alındı. Uygur, “En son geçen ay yapılan ‘Türk Sinemasını Geçmişten Geleceğe Taşıyanlar’ ödül merasimi için gelen bütçeyi hukuksuz bir biçimde kurduğu Sineged (İstanbul Sinema Geliştirme ve Tanıtma Derneği) ismine aktardı. Biz sorunca da ‘sizi ilgilendirmez’ dedi” diye konuştu.

SESAM’IN ÜYELERİ…

SESAM, 1987 yılında Türk üretimciler – sinemacılar ve dağıtımcıların korunmaya alınması için devlet tarafından kurduruldu. Türker İnanoğlu’nun kurduğu ve birinci üyesi olduğu meslek birliğinin üyeleri ortasında eski efsane Yeşilçam sinemalarının imal şirketlerinin yanı sıra usta direktörlerin üretim şirketleri de bulunuyor. Bu üyeler ortasında Arif Keskiner, Cüneyt Arkın, Sadık Deveci, Ferdi Eğilmez, Ali Özgentürk, Osman İmtihan, Reha Fazilet üzere isimler ve onların üretim şirketleri var.

TÜRKŞEN TARAFI İSE ARGÜMANLARI REDDEDEREK ATADENİZ VE UYGUR’U SUÇLUYOR

“KARAR DEFTERİNİ ONLAR ALDI”

Haklarındaki bu suçlamaları sorduğumuz Türkşen tarafının karşılıkları ise şöyle:

– Türkşen tarafı, Murat Uygur hakkında da suçlamalarda bulundu. Işık Türkşen, “Uygur, bize Yeşilçam ödül merasiminde ‘beni basına neden lanse etmediniz, neden sahnede konuşturmadınız, siz sunucu oldunuz ben neden olmadım’ dedi” kelamlarıyla şahsî hırsları olduğunu sav etti.

– Ofise ve eşyalara ziyan verildiği tezlerine da cevap veren Hakan Türkşen, “Duvardaki fotoğraflar bizim ödül törenlerindeki fotoğraflarımız. Bizim fotoğraflarımızı kesmişler o fotoğraflardan. Onlar SESAM’ın ödül törenindeki fotoğraflar. Evet, kapıyı açtık fakat bizim yasal olarak açma hakkımız var, onların yok. Dört üyeyle birlikte geldik, kapıyı açtık ve iyi ki açmışız. Açtığımızda karar defterini bulduk ve o defteri savcılığa teslim ettik. Bu saatten sonra yapabilecekleri hiçbir şey kalmadı. Benim tek hedefim var, bir fevkalâde genel heyet yaparak SESAM’ı normalleştirip hayatımıza devam etmek” diye konuştu.

– Geçen ay yapılan ödül merasiminin bütçesinin Sineged’e aktarılmasıyla ilgili suçlamalara da Türkşen tarafı cevap verdi. Işık Türkşen, “Biz bu sene projeyi Sineged üzerinden yaptık. Büyük bütçeler de almıyoruz ancak büyük geceler çıkartıyoruz. İşimizi iyi yapıyoruz” diye konuştu. Hakan Türkşen de, “Sineged’in ikinci lideri Yılmaz Atadeniz. SESAM’dan bir aktarma yok. Yılmaz Atadeniz, ‘SESAM’ın ismi orada iyi olur’ dediği için biz SESAM’ın ismini kullandık. Lider olarak Yılmaz Atadeniz de çıktı konuşma yaptı. Bunların hepsini yaparken sorun yoktu da artık mi sorun oldu” diye sordu.

– Hakan Türkşen’in 1 Kasım’da lider yardımcılığından alınıp yerine Murat Uygur’un getirilmesi kararının adapsız olduğunu savunan Işık Türkşen, “25’inde evraklar imzalandı, Haysiyet Kurulu’na gitti, herkes imzasını verdi; Murat Uygur, SESAM’ın ismini berbata kullanmaktan ötürü üyelikten atıldı” diye konuştu. Hakan Türkşen, “33 yıldır SESAM’da hiçbir şey yapılmamış. Biz 5 buçuk yıldır SESAM’ın ismini yükselttiğimiz için idaresi ele geçirmeye çalışıyor. Bu kadar basit” dedi.

– Hakan Türkşen, “Ömer Sarıkaya da idareden çıkarıldı. Şu an idarede dört kişi beraberiz. Yılmaz Hoca tek başına. Bu adamlar onu bitirmeye çalışıyorlar” tezinde bulundu.

Cumhuriyet