İktidara yakınlığıyla bilinen Habertürk muharriri Nagehan Alçı, “AK Parti içindeki savaşlarda son durum” başlıklı bir yazı kaleme aldı.

Alçı bugünkü yazısında, AKP’nin CHP’yi eleştiren, “Yalan Üretim Merkezi” görüntüsünü silmesine ait dikkat çeken sözler kullandı.

Alçı parti içerisindeki tartışmaları işaret etti ve “Her AK Parti mensubunun kabul etmesi gereken bir husus var. Artık AK Parti’nin de içi fitne-fesat dolu bir kaynayan kazan haline geldi” diye belirtti.

Alçı’nın yazısının ilgili kısmı şöyle:

“AK Parti kendi eliyle CHP’ye yönelik hazırladığı görüntüyü kaldırdı. Halbuki bu görüntü milyonlarca defa izlenmiş, viral hale gelmiş, çok uzun bir ortadan sonra siyasete dair bir içerik büyük ilgi toplamıştı.

Parti içinde görüntüyü emek emek hazırlayan genç takım dün ruhsal olarak adeta çökmüş haldeydi.

İnanılır üzere değil…

Dünkü yazım daha mürekkebi kurumadan kendini imha etti maalesef.

Siyasette farklı bir üslup hasıl olabilir mi? Hava yumuşayabilir mi? diye sormuşken siyasetçiler mevcut havada motamot devam edeceklerini ilan ettiler.

O yazıda parti içinde eski neslin bu görüntüye karşı eleştirel yaklaştığını, siyasetin ‘ciddiyetle’ ve konvansiyonel yollarla yapılması gerektiğine inandığı bilgisini de vermiştim.

AK Parti topluluğunda bu türlü bir görüntü hazırlanmasına yönelik rahatsızlık olduğunu sizlerle paylaşmıştım.

Ama rahatsızlığın boyutları benim iddialarımın ötesindeymiş.

Uzun bir müddettir AK Parti, iç savaşların çok ağır ve çok girift yaşandığı bir parti. Dışarıdan bakanların da anlaması mümkün değil.

Evvelden AK Partililer CHP’nin içinin fitne-fesat dolu bir kaynayan kazan olmasından, dalga geçerek bahsederlerdi. CHP’lilerin birbirilerine daima kumpas kurmalarını birbirilerinin yüzüne gülüp geriden bıçaklamalarını kınayarak örnek verirlerdi.

Her AK Parti mensubunun kabul etmesi gereken bir husus var. Artık AK Parti’nin de içi fitne-fesat dolu bir kaynayan kazan haline geldi. Tıpkı şey AK Parti medyası için de geçerli.

Partinin çok kıymetli kimi isimlerinin AK Parti medyasının bir kısmında isminin söylem edilmesi bile yasak. Başka kısmında ise AK Partili öbür kıymetli isimlerin ismini anmak yasak.

Açıktan çekişme yok lakin büyük bir soğuk savaş var AK Parti medya kurumları ortasında. Birbirilerine lakaplar takıyorlar ve güya tabiat haberiymiş görünen ancak esasen karşı tarafı incitmeyi hedefleyen tuhaf kelamda haberlerle atışma bile yapıyorlar.

Birbirilerini sevmeyen ve birbirilerinin kötülüğünü isteyen bir parti ve medya ortamı mevcut. Bu sevgisizlik de ister istemez riyakarlığı, ikiyüzlülüğü ve inanç duygusu eksik olduğu için de tedirginliği artırıyor.

Kimileri artık yalnızca parti içi savaşın kalemşörlüğünü yaparak hayatını sürdürüyor. Evvel askeri vesayetle sonra da FETÖ vesayetiyle omuz omuza çaba edildiği vaktin ruhu kalmadı. Bu kalemşörlerin ve partililerin tek odaklandıkları bahis birbirilerini yemek.

Bunları yazarken yeniden CHP tarihinden bir örnek aklıma geldi. Bir gün Erdal İnönü hepsi de birbirilerinin kuyusunu kazmakla meşgul olan yakın kurmay takımını de alıp bir restorana gitmiş.

Garson masaya gelmiş ve tüm masa ahalisine “Ne yemek alırsınız efendim?” diye sormuş…

Erdal İnönü şöyle yanıt vermiş; “Yemeğe gerek yok evladım. Biz birbirimizi yiyoruz.”

CHP içinde herkesin bildiği bu olay AK Parti ve medyası için de geçerli artık bugün.

Ben hangi boyutta parti ve iktidar medyası içi ne arbedeler olduğunu takip bile edemiyorum. Kendi içlerindeki çekişmeler ve çatışmalar nedeniyle kendilerine çok ziyan veriyorlar.

Bugün Türk siyasal hayatında Recep Tayyip Erdoğan fenomeni hala en güçlü aktör. Muhafazakarlar Erdoğan’ı kendi Atatürkleri olarak görüyor.

Geçen hafta son anketini yayınlayan Özer Sencar’a nazaran “Ne olursa olsun Tayyip Erdoğan’dan vazgeçmem” diyen yüzde 34-35 civarı sabit bir kitle var.

Erdoğan diye bir olgu var ancak bildiğimiz manasıyla artık AK Parti diye bir olgu kalmış mıdır? Ben emin değilim.

İç savaşlar partiyi içten içe çürütüyor. Tayyip Bey’in de bunu tespit etmesi gerektiğine inanıyorum.

CHP görüntüsünün apar topar kaldırılması da değerli oranda bunun bir sonucu.

Bu görüntünün kaldırılmasında hem ‘konfor alanının dışına çıkmak istemeyen’, yeniliğe kapalı anlayışın hem de parti içi iktidar çekişmelerinin tesiri var.

Üstte da yazdığım üzere dün doğal olarak bu görüntüye emek verenler ve AK Parti gençlik kollarında moraller bozuktu.

Partinin içinde yeni bir şeyler yapmak isteyen, bir güç yakalamak için çırpınan birçok insan kendini kanatları kırılmış üzere hissetti.

Bu gençler kusur da yapmış olabilirler. Bu görüntüyü hoş ve yararlı da bulmamış olabilirsiniz ancak hepsinin birden topluca kalplerini kırmak gerekli miydi?

Bilmem partinin ileri gelenleri bu havanın farkında mı?

Bu başla gençleri niçin yakalayamıyoruz diye sormasınlar. Zira o sorunun yanıtını anlayacak antenleri kapatmışlar. Bu türlü giderse bırakın gençleri yakalamayı eldekileri de kaybedecekler.”

Cumhuriyet