Kanser, diyabet, epilepsi üzere birçok ağır hastalığı bitkisel ilaçlarla iyileştirdiğini öne süren uydurma tabip Mehmet Sıddık Can tarafından dolandırılan çok sayıda kişi savcılığa başvurarak şikâyetçi oldu. Can’ın birinci sivil orgeneral olarak bilinen Ali Fidan ile eski Emniyet Müdürü İzzet Çetinkaya’nın ismini kullanarak kendilerine inanç verdiği belirten mağdurlar, hem sıhhatini hem de paralarını kaybettiklerini anlattılar.

‘TÜRKİYE’YE KAÇTIM’

Mehmet Sıddık Can’ın pet şişe içinde kargoyla gönderdiği ilaçları kullandıktan sonra sıhhatlerinin daha da kötüleştiğini savunan çok sayıda mağdur, Can’ın, kendilerine farklı farklı senaryolarla kandırdığını argüman etti. Milletlerarası bir ilaç devinin Almanya’daki merkezinde üretim kısmında çalıştığını anlatan Can’ın “Bu şirket, elimdeki formülleri almanın peşindeydi. Ben formülleri vermek istemediğim için Türkiye’ye kaçtım. Firma da Türkiye’deki diplomamı kayıtlardan sildirdi. Peşime silahlı şahıslar dahi taktılar” formundaki anlatımını birçok mağdurdan duymak mümkün. Mağdurlar Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başavcılığı’na Can hakkında şikâyet dilekçesi verdi.

20 yıldır diyabet hastası olan mağdur C. Ş., Can ile medikal eser satışı yapan bir arkadaşının Fatih’teki işyerinde karşılaştığını söyledi. Can’ın vurduğu iğneler sonrası kan şekeri düşen C.Ş., toplamda 80 bin liraya yakın para verdi. Can’ın talebi ile yıllardır kullandığı insülin ilacını kesen Ş., bir orta komalık oldu ve günlerce hastanede kaldı.

KOMAYA GİRDİ

Dolandırıldığını anlayınca savcılığa şikâyette bulunan C.Ş. dilekçesinde, şu sözleri kullandı: “Bizim üzere mağdur edilen E.T. kendisinin Mehmet Sıddık Can aracılığıyla Ankara’da birçok bürokrat ve iş insanıyla görüştüğünü hatta bu bürokratların yönlendirdiği bir ecza deposuna şahsen gittiğini, görüşmelere şahit olduğundan bahsetti. Bu görüşmeden sonra E.T. Ankara’daki bürokratlara kelam konusu kişinin bizi ve etrafımızdaki insanların mağdur ettiğinden bahsetmesi üzerine bu şahıslar bizi Ankara’ya davet etti.

F.K., E.T. ve ben Dikmen’deki bir adrese 12 Ekim 2020 tarihinde gittik. Bu bireylerle tanıştığımızda eski Emniyet Müdürü İzzet Çetinkaya, birinci sivil orgeneral Ali Fidan ve yeniden bürokratlardan Bülent Karayel ve Uğur Eldeniz olduklarını öğrendik. 3 saatten fazla süren bu görüşmede bahsi geçen geçersiz tabiple birkaç sefer görüştüklerini, iş görüşmesi için birtakım iş beşerlerine yönlendirdiklerini beyan ettiler. Ben de bu bürokratları onların isimlerini kullanarak birçok kişiyi mağdur eden bu şahıstan şikayetçi olmaları gerektiğinden bahsettim. İzzet Çetinkaya bizim yanımızda Mehmet Sıddık Can ile görüştü. Telefonun hoparlörü de açıktı, Mehmet Sıddık Can bütün borçları kabul ederek bir buçuk ay içinde ödeyeceğinin kelamını verdi. Biz hala paramızı alamadık. ”

BİR MİLYON DOLANDIRILAN VAR

İstanbul Savcılığına dilekçe veren ve ismi geçen bürokratlarla görüşenler ortasında yer alan F.K. Cumhuriyet’e yaptığı açıklamada, “Mehmet Sıddık Can çok enteresan birisi. Yanında daima nüfuzlu birileri ya da bürokratlar oluyor. Son olarak ismini şimdi öğrenemediğimiz eski bir paşa kendisine takviye oluyormuş. Hatta bu paşa H.K. isimli bir avukat tutmuş bu bireye, daima önümüzü kesiyorlar. Bu adama kimse dur demiyor. Daima ardında birileri var” dedi. Bir milyon lirayı aşkın paraları dolandırılan K.E. ve Z.E. çifti ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet dilekçesi verdi.

Cumhuriyet