SES Ankara Şube Yürütmesi, “Hayat değil vefatlar normalleşmektedir” başlıklı yazılı bir açıklama yaparak Başkent’te artan koronavirüs hadiselerine dikkat çekti.

“ANKARA’DA 10 BİNE YAKIN ETKİN HASTA”

SES olağanlaşma adımlarının akabinde Ankara’daki hadise sayısını bir ayda 2 binlerden 7 binlere yükseldiğini kaydederek, “Son bir aylık müddette artış yüzde 171 olmuştur. Bir aylık süreçte haftalık olay artışı oranı yüzde 20’lerden yüzde 60’lara çıkmıştır. Hadise sayısındaki bu artış suratı tasalarımızı artırmaktadır. Bugün vilayetimizde Bakanlık bilgilerine nazaran 10 bine yakın etkin hastamız bulunmaktadır. Olay sayılarını temaslıları ile düşündüğünde vilayetimizde önemli risk durumu oluşmaktadır” dedi.

SES, Başkent’teki hastanelerde doluluk oranlarına da dikkat çekerek, “Koronavirüs kaynaklı hastanelere müracaatlar nedeniyle olağan yatak doluluk oranı yüzde 58 – 62 aralığında, ağır bakım yatak doluluk oranlarının ise yüzde 68 – 72 aralığında” olduğunu bildirdi.

SES, 65 yaş üstü ve sıhhat işçileri ortasında ikinci doz koronavirüs aşısı olanların oranlarını da aktararak, “İkinci doz aşılama oranı ise yüzde 77’dir” dedi.

“ARTAN HADİSE SAYISI FİLYASYON YÜKÜNÜ ARTIRIYOR”

SES, Sıhhat Bakanlığı’nın artan hadiselere ait şöyle uyardı:

“Vefat hasta oranımız pandeminin pik yaptığı aralık ayı ortalamasının yaklaşık iki katına yaklaşmaktadır. Artan hadise sayısı nedeniyle filyasyon yükü artmakta hastanelerde ise tekrar önemli kahırların yaşanacağı devir yaklaşmaktadır. Pandeminin başından beri hem sıhhat hizmetlerinin iyileştirilmesinde hem de toplumun sıhhat seviyesinin yükseltilmesine yönelik başta aşı olmak üzere gerekli adımları atmayan Bakanlık mevt sayılarını olağanlaştırarak sorumluluğundan kurtulamayacaktır.

“ÖLMEK İSTEMİYORUZ”

Bir yılı aşkın müddettir devam eden pandemiden biz sıhhat ve toplumsal hizmet işçilerine; kapalı çalışma, uzun çalışma saatleri, mobbing, şiddet, sürgünler, açığa almalar ve baskılar düşmüştür. Yoksulluk sonu altında artan masraflarımızla yaşamaya çalışırken, pandemiyi yönetemeyenlerin aldıkları olağanlaşma kararları nedeniyle ölmek istemiyoruz. Emeğimizin sömürülmesine hayatlarımızın yok sayılmasına müsaade vermeyeceğiz. Biz sıhhat ve toplumsal hizmet işçileri, pandemiyle değil, ölümlerimize neden olan emek sömürüsü ile savaşmaktayız; tükeniyoruz ve öfkeliyiz.”

Cumhuriyet