DHA

Şırnak’ın Silopi ilçesinde, 4 Ekim 2017’de zırhlı bir polis aracının çarptığı konutta yıkılan kolonlardan birinin altında kalan iki çocuğun ömrünü yitirmesiyle ilgili dava Yargıtay’a taşınıyor.

Yedi yaşındaki Muhammed ve altı yaşındaki Furkan Yıldırım kardeşlerin vefatıyla ilgili açılan davada iki polis memuru tutuksuz yargılandı.

Mahkeme, aracın şoförü Ömer Yeğit’in 19 bin TL para cezasına çarptırılmasına, öteki polis Murat Maden’in beraat etmesine karar verdi. Karar daha sonra Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi tarafından onandı.

Lakin Yıldırım ailesinin avukatları, sanıkların ”olası kastla öldürme” suçlamasıyla yargılanmasını istiyor.

Sanıklar ”Taksirle bir yahut birden fazla kişinin vefatı ile birlikte bir yahut birden fazla kişinin yaralanması” cürmünden yargılanmıştı.

İki yıl süren davada İstanbul Teknik Üniversitesi’nden talep edilen uzman raporu da evraka eklenmiş, sanık polislere en alt dereceden kusur atfeden rapor, asli kusurun 23 yıllık panzerde olduğunu belirtmişti.

Cizre İkinci Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 19 Haziran 2019’da görülen karar duruşmasında zırhlı aracın şoförü Ömer Yeğit’e 2 yıl 6 ay mahpus cezası verildi, 5 ay indirime gidildi ve 2 yıl 1 aya düşürülen ceza, 19 bin Türk Lirası para cezasına çevrildi.

Yargılanan öbür polis memuru Murat Maden için beraat kararı verildi.

Yıldırım ailesi sanıklar için verilen karara; para cezasına çarptırılan Ömer Yeğit’in avukatları beraat çıkmamasına; belge savcısı ise birebir cürümle yargılanan Murat Maden için verilen beraat kararına itiraz etti ve taraflar Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi’ne başvurdu.

Yapılan itiraz müracaatlarıyla ilgili karar yaklaşık 17 ay sonra çıktı ve Gaziantep Bölge Adliyesi 16’ncı Ceza Dairesi, lokal mahkemenin kanuna uygun karar verdiğine hükmetti.

Baba Yıldırım: İnsanlıktan, adaletten, hülasa bu dünyadan bir umudumuz kalmadı

Furkan ve Muhammed’in babası Mesut Yıldırım, İstinaf Mahkemesi’nin de mahallî mahkeme kararını takviyeler nitelikte kararına çok üzüldüklerini söyledi.

BBC Türkçe‘ye konuşan Mesut Yıldırım, ”İnsanlıktan, adaletten, velhasıl bu dünyadan bir umudumuz kalmadı” dedi.

Kolluk kuvvetlerinin yargılandığı davalarda emsal kararlar çıktığını söyleyen Yıldırım, ”Baştan beri adil bir kararın çıkmayacağını biliyorduk ancak gayret etmekten vazgeçmedik” diye konuştu.

dha

Muhammed ve Furkan ile birlikte dört çocuğunun olduğunu söyleyen Mesut Yıldırım, iki oğlunu birden kaybettiği kaza gecesiyle ilgili şunları anlattı:

”Dört çocuğum vardı, iki oğluma son bir sefer sarılabilme hakkım elimden alındı. O gece işten meskene geç gelmiştim, geldiğimde çocuklar odada uyuyorlardı. Öpüp koklamak istedim lakin uyandırmaya kıyamadım, sabah öperim dedim lakin ne yazık ki nasip olmadı. Ne çocuklarım uyanabildi ne biz onlara sarılıp koklayabildik.”

Mahallî mahkemenin iki çocuğunun hayatına karşılık 19 bin lira ceza vermiş olmasını adaletsizlik olarak niteleyen baba Mesut Yıldırım, ”Tüm mahkeme sürecinde kararlar güya bir yerden veriliyor üzere hissediyorduk ancak bu kararla mahkemelerin de güçlülerin yanında olduğunu gördük. Biz elimizden geleni yaptık, adaletin sağlanması için uğraş ettik fakat bu kararlar bizim dünyadaki adalete olan inancımızı bitirdi, davamızı Allah’a havale ediyorum” dedi.

Yıldırım ailesinin avukatı olan Rojhat Dilsiz de BBC Türkçe‘ye, İstinaf Mahkemesi kararını Yargıtay’a taşımaya hazırlandıklarını aktardı.

Dilsiz, davada yalnızca sanık polislerin değil, panzeri kullanma ehliyeti olmayan memurları görevlendiren üst derecedeki amirlerin de yargılanmasını talep ettiklerini söyledi.

‘Dar sokaklarda ağır aracı ehil olmayan birine verirseniz…’

Kolluğun yargılandığı davalarda böylesi bir kararın çıkmış olmasına şaşırmadıklarını vurgulayan Dilsiz şöyle devam etti:

“Dosya içinde çok fazla eksik vardı, çok fazla soruşturulması gereken konular olmasına karşın, bizce çarçabuk eksik bir karar verildi. Bu kadar infial yaratan bir davada hukuka ters formda karar verilmiştir. Panzer kullanabilecek memurların için özel bir eğitimden geçmesi, ehil olmaları gerekirken, bu olayda, panzeri kullanan polisin böylesi eğitimden geçmediğinin ortaya çıktı.

“Biz illa ki kasıt var demiyoruz lakin sonuçta duvara çarpmış ve duvarın altında kalan iki çocuk hayatını kaybetmiş. Mümkün kasıt denen bir durum var, siz Silopi’nin dar sokaklarında tonlarca tartıdaki aracı ehil olmayan bir polisin eline verirseniz, bu türlü kazaların olabileceğini de öngörmeniz lazım.”

Avukat Dilsiz, yargılamanın, sağlıklı yürütülmediğini savundu ve istinaf mahkemesinden daha iyi bir hukuksal gerekçelendirme yapılmasını beklediklerini söyledi:

“Dosyada soruşturmanın genişletilmesi, gerçek faillerin yargılanıp buna nazaran bir kararın verilmesi gerektiği noktasında belgeyi Yargıtay’a taşıyacağız. Şayet Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’nde de misal bir karar çıkarsa, belgeyi AİHM’e götüreceğiz.”

Cumhuriyet