Osmaniye’de vazifeli Cumhuriyet Savcısı Mehmet B., teze nazaran kendisini muayene etmeyen Ortopedi Uzmanı Hekim Kemal Gökhan Günel hakkında gözaltı talimatı verdi. TTB’den yapılan açıklamada uygulama kınanırken, “Meslektaşımızın rastgele bir formda tedaviden kaçınması kelam konusu değildir, ki muayene sürecine ait bilgiler sistemde kayıtlıdır. Güvenlik kuvvetlerine ise aşağılayıcı hiçbir söz kullanmamıştır” denildi.
TTB’nin yaptığı açıklama şöyle:
“Dün Osmaniye Devlet Hastanesi’ne saat 15.00 sularında, daha evvelden rastgele bir MHRS randevusu olmadığı halde polikliniğe başvuran savcı, o sırada içeride hasta muayene eden meslektaşımıza uygun olmayan kelam ve davranışlarda bulunarak kendisinin muayene edilmesini istemiştir. Doktor arkadaşımız daha evvel muayene edilerek tedavisi düzenlenen şahsa kendisini birinci tedavi veren tabibin denetim etmesi gerektiğini söz etmiştir. Meslektaşımız o sırada kalp damar ağır bakımda yatan bir hastayla ilgili gelişen bir sorun nedeniyle telefonla görüşmüş, sonra da bu hastaya bakmaya gitmiştir. Döndüğünde ise poliklinik kapısının kapılı olduğunu, hastaların kapının önünde kalabalık bir biçimde beklemeye devam ettiğini ve ilgili şahsın içeride oturduğunu görmüş; bu şahsa muayene için çok fazla hastanın beklediğini, o gün isimli ve heyet hastalarına bakmak zorunda olduğunu, başka hastaların sıhhat hakkını engellediğini uygun bir lisanla belirterek odadan çıkması ricasında bulunmuştur. Meslektaşımızın transferine nazaran; ilgili kişi savcı olduğunu ve meslektaşımızın kendisine bakmak zorunda olduğunu söyleyerek bağırmaya başlamış, tehdit eder stilde parmağını sallamış, her yeri aradığını ve kendisiyle uğraşacağını söylemiştir. Tabip meslektaşımız herkesin gözü önünde, bu şartlarda kendisi ile diyalog kuramayacağını ve hasta bakamayacağını tabir etmiş, tartışmanın ve savcının bağırmayı sürdürmesi üzerine özel güvenlik ve hastane polisinin çağrılmasını isteyerek beyaz kod vermiştir. Savcının gelen şahıslar tarafından odadan çıkarılmasının akabinde hastaların muayenelerine devam edilmiştir. Ancak bir mühlet sonra savcı, mesleksel yetkisini berbata kullanarak meslektaşımızı zıt kelepçe ile gözaltına aldırma istemiyle şikâyet etmiş, meslektaşımız hukuksuz bir halde polisler eşliğinde poliklinikten alınarak söze götürülmüştür. Meslektaşımızın tabiri alınırken tabip odamız ve başka meslektaşlarımız üstün dayanışma örneği göstermiştir ve meslektaşımız hür bırakılmıştır.
Olayın akabinde dün akşam Osmaniye Cumhuriyet Başsavcısı gerçeği yansıtmayan bir açıklama yapmıştır. Açıklamada belirtildiği üzere meslektaşımızın rastgele bir formda tedaviden kaçınması kelam konusu değildir, ki muayene sürecine ait bilgiler sistemde kayıtlıdır. Güvenlik kuvvetlerine ise aşağılayıcı hiçbir tabir kullanmamıştır. Şayet varsa bunları kayıtlardan ortaya çıkarmak, tesirli bir soruşturma yürütmek başsavcılığın misyonudur. Başsavcılığın yapması gereken meslektaşımıza suçlamalar atfetmek değil, kendi meslektaşlarının vazifesini berbata kullanması nedeniyle hakkında soruşturma açılmasıdır. Soruşturma yürütülürken hangi hallerde bireylere süratlice gözaltı süreci uygulanacağı, hangi hallerde ise günlü olarak söze çağrılacağı, meslektaşımızın mesleğini icra ederken apar topar gözaltına alınmasını gerektiren hangi cürüm ögesinin tespit edildiği sorularının cevaplanması gerekmektedir.
17 Nisan 2012’de misyonunun başında katledilen Dr. Ersin Arslan’ın vefat yıl dönümü ve “Sağlıkta Şiddeti Tedbire Günü” yaklaşırken, sıhhatte şiddete karşı hiç durmadan uğraş ediyoruz. Sıhhatte Şiddet Yasası için yıllardır çaba etmemize karşın geçen yıl Meclis’te çıkan yasa ne yazık ki sıhhatte şiddeti önlemekten uzaktır. Bu nedenle TTB’nin önerdiği faal yeni bir sıhhatte şiddet maddesine gereksinimimiz olduğu bu olaylar ile daha da açığa çıkmaktadır.
Bir yılı aşan bir müddette 24 saat canla başla çalışan bugüne kadar meslek kümeleri ortasında en fazla hastalanan ve vefat eden meslek kümesi olarak dün bizi alkışlayanların pandemi şartlarında bile bizi aykırı kelepçe ile gözaltına aldırmak istemelerini ve bu süreçte meslektaşımıza yapılan kelamlı ve ruhsal şiddeti kınıyoruz.
Dün yaşanan olayda mesleğimiz ve meslektaşımız ismine kederlerimizi bir kere daha bildirirken, mesleksel güçlerini etik ve mesleksel bedeller dışında kullananları bir sefer daha kınıyor ve bunun karşısında hiçbir hastanın başkasından daha üstün olmadığını bilerek etik yaklaşım gösteren meslektaşımız ile dayanışarak, olayın takipçisi olacağımızı ve tüzel uğraşımızı sürdüreceğimizi duyuruyoruz.”
Cumhuriyet
