AKP’nin iktidarı, “Yansıtma Yöntemi”nin zibilleştiği bir periyottur. Okumakta olduğunuz yazıya nasıl başlayacağımı bilemezken karşıma dayanılmaz bir “yansıtma” örneği çıktı. Bir gazete haberinden okuyalım:

“BELEDİYE EMEKÇİLERİ SEHVEN ASMIŞ!

Posteri karşıt asan belediye CHP’yi suçladı

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün posterini belediye binası önüne karşıt formda asan AKP’li Çayırova Belediyesi, ‘Uyarmadığı iddiasıyla’ CHP’yi maksat aldı. Çayırova Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada Atatürk posterinin personeller tarafından ‘sehven’ karşıt asıldığı ileri sürülerek ilgililer hakkında soruşturma başlatıldığı belirtildi. Belediyenin açıklamasında şu argümanlarda bulunuldu: ‘Büyük Başkan Mustafa Kemal Atatürk’ün posteri çalışanımızca asılırken bir anlığına sehven aksi sarkıtılmış olup daha sabitleme yapılmadan fark edilerek süratli bir formda düzeltilmiştir. Olaya şahit olan, o kısa müddet içerisinde olaya hiçbir müdahalede bulunmayan, Atatürk’ün posterini kısa mühlet de olsa aksi asılmasını yakışıksız bir siyasi propagandaya dönüştürmeye çalışan, ilçemizde ve ülkemizde yapılan tüm hoş işleri manipüle etmeyi kendine âdet edinmiş CHP zihniyeti de maalesef posterin düzeltilmesi konusunda uyarmamış, yanlış algı oluşturmak için bu ıstırap verici olaydan siyasi çıkar ummuştur.”

Beni büyük bir kaygıdan kurtardığı için AKP’li Çayırova Belediyesi’ne teşekkürlerimi sunarım. Yoksa, yazım bilimsel alıntılar toplamından ibaret kalacaktı. Çayırova Belediyesi örneği yokken “Yansıtma” yazım şöyle başlıyordu:

Google hazretlerine “Kendi kabahatini diğerlerinin üzerine atma hastalığı” diye yazdım, karşıma “Yansıtma” çıktı. İddia ettiğim üzere bu hal, oysaki bir ruh hastalığı imiş. Bilim bu türlü söylüyor:

***

“Yansıtma, psikopatolojide paranoya ile birlikte anılan bir savunma düzeneğidir. Bir cins davranış bozukluğu ve ruhsal bir hastalıktır. Tipik özelliği, bu şahısların asıl kendisine söylemesi gerekenleri karşısındakine söylemesidir; ya da kendine yakıştıramadıklarını, diğerlerine yakıştırmasıdır.

Ruhsal projeksiyon dediğimiz yansıtma kavramı birinci defa Sigmund Freud tarafından kullanılmıştır. Manası ise kişinin istemediği kanıları ya da davranışları karşı tarafta varmış üzere gösterme hastalığıdır. Evet, bu bir hastalıktır ve çoklukla bu hastalık narsistik kişilik bozukluğu taşıyan insanlarda görülür. Günlük hayatta ise savunma düzeneği olarak kullanılır. Kendini diğerlerinde görme olarak da sergilenir.

Hastalık olarak yansıtma bu kavramın içine hatası diğerine atmak, berbat durumdan sıyrılmaya çalışmak, istemediği sonuçlara sebebiyet vermeyi kabul edemeyiş vb. davranışlar girer. Şu usul davranışlar sergilerler; narsist bir insanı kaba ve anlayışsız davranışlarından ötürü suçladığınızda bunun sebebinin büsbütün siz olduğunuzu, her şeyi çok abarttığınızı çok büyük bir özgüven ve rahatlıkla söyleyecektir fakat asıl sebep kendisinin hatalı olması ve olayları gereğinden fazla abartması sonucu kaba ve anlayışsız hallerinin ortaya çıkmasıdır.

Ya da bir iş ortamında narsist bireyin toplantısı çok makûs geçmiştir, sebebi kendisi asla olamaz, işi alamayışının hırsını herkesi etrafına toplayarak tek tek ortada var olmayan hakarete dayanan yüzleşmeler yapar ve kendini o denli rahatlatır.”

***

İnsanlık hali, ismi geçen belediyenin personelleri Atatürk posterini aksi asmışlar. Bu türlü bir dikkatsizliği hepimiz yaparız, yapmışızdır. Özür dilemek gerekirse özür dileriz ve iş kapanır. Fakat reisinden kapıcısına, AKP takımının kasıtlı vukuatları öylesine çok ki bu işin kasıtsız olduğunu kimseye açıklayamayacaklarını elbette biliyorlar. Bu çeşitten olaylar yüzünden şartlanmış aykırıları da inanmazlar. Zırvalayıp şirnemelerinin nedeni işte budur. Palavra, yansıtmanın gübresidir.

***

Ayna da yansıtır ancak burada konuştuğumuz yansıtma değildir bu. Şu anda haklarında konuştuğumuz bir tıp kişilik bozukluğu olan yansıtmaya müptela beşerler aynayı severler mi? Bu soruya ben yanıt veremem. Bu psikologların, psikanalistlerin işi, Mazhar Osman’a (ruh ve hudut hastalıkları uzmanı) kadar yolu var. Bu hususta uzman tabiplere bir sorum var: Hem teflon hem yansıtmacı insan nitekim “hasta” mıdır, bu hastalığın “narsisizim” ile hısımlık, akrabalık münasebeti var mıdır? Narsist ve yansıtmacı biri bir kurum ve kuruluşu yönetirken adil davranabilir mi?

Cumhuriyet