4 Kasım 2016’dan bu yana Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Lideri Selahattin Demirtaş, siyasi başkanların insani ilgiler çerçevesinde bir ortaya gelmesi gerektiğini söyleyerek, “Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve “Kahvaltıya geldik” derdim” dedi.
Medyascope’tan Ruşen Çakır’ın kendisine ilettiği soruları cevaplayan Demirtaş, kelamlarının devamında ise, “Yıllar evvel, Ankara’da, bir akşam Tayyip Bey’in meskenine neredeyse bu formda gidecektim. (Rahmetli Dengir Beyefendi de bunu önermişti.) Lakin Sayın Erdoğan bizim açımızdan daima öngörülemeyen bir önder oldu” formunda konuştu.
Kızlarıyla görüştürülmemesi sorulan Demirtaş, “Tüm hapishanelerde tam bir insanlık dramı yaşanıyor. Mevtten azaba, tecritten sıhhat problemlerine kadar epeyce önemli sıkıntılar varken benim, çocuklarımın ikisini birlikte göremiyor oluşumu önemli bir sorun haline getirmem yanlışsız olmaz. Lakin eşim ve kızlarım, hakeza tüm ailem tutsak yakını olduklarından, haklı olarak bu ayırımcı uygulamaları lisana getiriyorlar.
Benden çok kızlarıma, ailemin geri kalanına yönelik bir haksızlık yapılıyor. Lakin bu da bana mahsus uygulama değil, tüm mahpuslara birebiri yapılıyor. Evet, kızlarımı çok çok özlüyorum fakat bu vicdansızlıklar, hukuksuzluklar çaba azmimi artırıyor. Dışarısı bir çeşit açık hava işkencehanesine dönmüşken bize düşen şey şikayet etmek değil, daha kararlı ve cesurca çaba etmektir” sözlerini kullandı.
“HER SİYASETÇİ, DEMOKRASİ İÇİN YAN YANA DURMAK ZORUNDADIR”
YETERLI Parti, DEVA, Gelecek ve Saadet partilerini de potansiyel bileşenler olarak görüyor musunuz? sorusu üzerine ise şunları söyledi:
Ben muhalefet cephesinde hiçbir ayırım yapılmadan, ön koşul ve ön yargılara teslim olunmadan herkesin demokrasi prensiplerinde buluşması gerektiğine inanıyorum. Yoksa bagajı, eleştirel geçmişi olmayan siyasetçi ya da parti var mı ki? Bence tüm siyasetçiler olarak geçmişimize özeleştirel yaklaşarak geleceğe odaklanmamız dışındaki her türlü yol, muhalefete kaybettirir.
Yaşanan problemlerin büyüklüğünü, yakıcılığını, aciliyetini görerek her siyasetçi, demokrasi için yan yana durmak zorundadır. Bunu yapmayan yahut yapamayanları halk da tarih de affetmez. “
“DIŞARDA OLSAYDIM BAŞAK’LA MERAL HANIMA KAHVALTIYA GİDERDİK”
Önderlerin siyasi hedefle bir ortaya gelmeden önce insani ilgiler kurması gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Örneğin, siyasi gayeyle bir ortaya gelmeden evvel tüm önderler, sadece aile ziyareti kapsamında ve insani alaka çerçevesinde, bir kahvaltı için rastgele bir başkanın konutunda buluşarak birbirlerini daha yakından tanımaya, daha iyi anlamaya çaba edebilirler. Mesela ben dışarıda olsaydım bir sabah Başak ile birlikte Meral Hanım’ın kapısını çalar ve “Kahvaltıya geldik” derdim” dedi.
“ERDOĞAN’A DA GİDECEKTİM”
Yıllar evvel Recep Tayyip Erdoğan’ın meskenine de misal bir ziyaret yapmayı düşündüğünü lisana getiren Demirtaş, şöyle devam etti:
“Yıllar evvel, Ankara’da, bir akşam Tayyip Bey’in konutuna neredeyse bu biçimde gidecektim. (Rahmetli Dengir Beyefendi de bunu önermişti.) Lakin Sayın Erdoğan bizim açımızdan daima öngörülemeyen bir başkan oldu. Bizimle insani, siyasi bağ geliştirmede ketumdu. Tahlil sürecinde bile böyleydi. Olağanda diğerlerine karşı bu türlü olmadığı biliniyordu fakat bize karşı daima ketumdu. Halbuki ben şuna inanıyorum; evvel birbirimizin insan tarafına odaklanalım ki, siyasi problemlerimize dair tahlil noktasında daha iyi anlaşabilelim. Hepimiz bu acılı coğrafyanın bahtsız çocuklarıyız, nasıl olur da birbirimize düşman üzere bakarız? Ben bunu kabul etmiyorum.
Siyaseten daima farklı yerlerde durduk, duracağız. Çoğulcu demokrasinin gereği de budur zati. Lakin bizler birbirimiz için ne düşmanız ne de tehdit. Perişan hale getirilmiş Türk’ün de Kürt’ün de meselesini birlikte çözüp, birlikte hayatı mümkün kılmakla sorumlu siyasetçileriz. Fakat evvel insanız, sonra siyasetçi. Siyasetçi kimliğimiz insanlığımızın önüne geçmemeli. Geçince kamplaşma başlıyor, karşılıklı suçlamalar yapılıyor ve tüm diyalog kapıları kapanıyor, siyaset tükeniyor. Halbuki siyaset tahlil üretmek için var.”
Cumhuriyet
