İktidar erken seçime sarfiyat mi, bilemiyorum:
Siyasal mantık açısından bakıldığında ülkenin gidişi o kadar berbat ve gelecek de o kadar umutsuz ki durum çok daha kötüleşmeden Erdoğan’ın bir erken hatta baskın seçime gitmesi kendi lehine görünüyor.
Öte yandan bugün de çabucak seçime gidilse, Erdoğan/AKP/MHP ittifakının bu seçimi kaybedeceğine ait sonuç gösteren kamuoyu yoklamaları var.
Münasebetiyle erken seçim, olağan seçime kadar iktidarda geçirilecek birkaç yılı bile kaybetme mümkünlüğünü taşıyor.
Bu durumda Erdoğan’ın ne karar vereceğini kestirmek zor!
Lakin hareket ve telaffuzları güya bir erken hatta baskın seçime hazırlanıyor izlenimi veriyor!
***
Erken seçime gerçek gidiş izlenimi veren birinci olgu, Erdoğan’ın şahsen alanlara inmiş olması:
Örneğin, bir seçim klasiği olarak, Karadeniz’de doğalgaz muştusu veriliyor…
Örneğin, Şırnak’tan başlanan ülke çeşidi Kayseri ve Malatya ile sürdürülüyor…
Örneğin, yıllardır üretim yapan tesislerin de dahil edildiği çok açılışlı merasimler yapılıyor…
Örneğin, 18 yılda yapılanların gelecekte yapılacaklar için bir başlangıç olduğu belirtiliyor…
Örneğin, başta Fransa ve Almanya olmak kaydıyla Batı’nın Türkiye’ye karşı hücuma geçtiği söyleniyor, “dış düşmanlara” vurgu artıyor…
Örneğin, “Kutlu Yürüyüş” sloganı tekrar sık sık kullanılmaya başlanıyor ve düşmanların bu yürüyüşü durduramayacakları belirtiliyor…
Erken seçime hazırlık izlenimi veren ikinci olgu, muhalefet partilerine karşı yürütülen operasyonlar:
HDP direkt gaye alınmış durumda…
Bütün seçilmiş belediye liderleri misyondan alındı, yerlerine valiler ve kaymakamlar Kayyım atandı…
Daima olarak terör örgütü PKK ile alakalı olduğu savı tekrarlanıyor.
İkinci amaç UYGUN Parti…
AKP/MHP Cumhur İttifakı ismine hem Erdoğan’dan hem de Bahçeli’den Parti içine yönelik olarak sıcak iletiler veriliyor…
Öte yandan, parti içindeki tartışmalar ve çekişmeler köpürtülüyor.
Elbette CHP de bu operasyonlardan hissesini alıyor…
Hem daima olarak PKK ve HDP ile alakalı olduğu argüman ediliyor…
Hem de parti içindeki çekişmeler köpürtülüyor.
Erken seçim için üçüncü bir ipucu, meslek örgütlerine yapılan baskılarda görülüyor:
Barolar bölündü…
Türk Tabipleri Birliği, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği gayede.
Dördüncü bir hazırlık izlenimi, yargı kararlarının iyice iktidarın tesirine girmiş görülmesinde:
Mahallî mahkemelerin Anayasa Mahkemesi’ne direnmesi…
CHP’nin AKP ile FETÖ ortasındaki bağlantıları anlatan kitabının toplatılması…
Haberlerin, internet sitelerinin yasaklanması…
Cumhurbaşkanına hakaret suçlamalarının yaygınlaştırılması.
Beşinci bir ipucu, tarikat ve cemaatlerin devlete ortak edilmesinin hızlandırılması:
Birçok bakanlıkta, bilhassa de Ulusal Eğitim Bakanlığı’nda tarikat ve cemaatlerle işbirliğinin hızlandırıldığı ve yaygınlaştırıldığı görülüyor.
Altıncı bir ipucu, yapılan maddi yardımlar:
Yapılan yardımların kapsamı ve ölçüsü artırılıyor.
Yedinci bir ipucu, Meclis’e getirilen torba maddelerle ve birtakım uygulamalarla süratli ve daima olarak baskı ve yağma imkanlarının artırılması:
O kadar çok yasanın o kadar çok hususu kendi lehlerine değiştiriliyor ve uygulamalarla o kadar bilginin kamuoyuna yansıması engelleniyor ki artık kamunun harcamalarını bırakın denetlemeyi, izlemek bile olanaksızlaşıyor.
Sekizinci ve tahminen de son bir ipucu: “Sen Kimsin” klibi.
Çok acemice hazırlanmış olan bir propaganda görüntüsünün devreye sokulması…
Tam bir seçim devri hazırlığı olan görüntüde, gençlerin geçmişteki ünlülerle ve sonunda da Erdoğan’la özdeşleştirilmesi.
***
Aslında erken ya da baskın seçim için daha pek çok belirti de var fakat ben yalnızca belirli başlılarını özetlemekle yetindim.
Muhalefet partileri de rehavetlerinden kurtulup erken seçime hazırlanmaya başlasalar iyi olur!
Cumhuriyet
