Siyaset, ittifaklar ortası nifaklar ekseninde ilerliyor ancak görünen istikrarlar gereği HDP’nin izleyeceği tavır, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bu parti hakkında vereceği karar, yeni bir süreç başlatabilir.

Çünkü bütün kamuoyu araştırmaları gösteriyor ki Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı ortasındaki istikrar yüzde 40-45 bandında. Millet İttifakı’nın bir adım önde olduğu genel kabul gören bir durum.

Baraj sorunu olmayan HDP’nin tavrı istikrarları değiştirecek.

Bu bağlamda AKP’nin HDP’yi işine en çok yarayacak pozisyonda tutmak için çoklu senaryolar geliştirdiği dikkati çekiyor.

***

Kelam konusu senaryoların birçok yazılıp çizildi ancak AKP’nin bunların her birini yenilediği, geliştirdiği Ankara kulislerinin esas mevzularından biri. AKP’nin ayrıyeten HDP’nin iç gündemini de etkileyerek başındaki modeli akıllarına uygun hale getirmeye çalıştığını söyleyebiliriz.

Son senaryolar demeti şöyle:

1- HDP’yi kapatmak. Kararı seçime çok kısa bir müddet kala alıp yeni parti ile yürüme vakti bırakmamak. (Sanırız bu senaryoyu kendileri de beğenmediler. Bunun geri tepeceği, oylarını artıracağı görüşü hâkim.)

2- HDP’yi kapatmamak lakin önde gelen partililerin birçoklarını yasaklı duruma getirerek siyaset yapamaz hale getirmek.

3- HDP’nin dışında birebir tabana seslenen bir partinin daha kurulmasının önünü açarak oyların kesimli olmasını sağlamak. En azından bir kısmını çekmek. (HDP’den Kars belediye lideri seçilen Ayhan Bilgen’in son periyottaki arayışları bu senaryonun neresindedir bilinmez. Lakin Bilgen’in yol aldığı dikkati çekiyor.)

4- Geçmişteki açılım süreci üzere olmasa da emsal adımlarla HDP’ye umut vermek, kendi tarafına çekmek. (İktidarın inandırıcılığı kalmadığı için bu mümkünlük çok güç.)

5- HDP’yi milletvekili seçiminde özgür bırakmak, hatta yüksek sayıda temsilciyi Meclis’e sokması için yeri güçlendirmek. Bunun karşılığında Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’nın gerisinde durmasını istemek. (Bize nazaran turpun büyüğü bu şık. Üstte saydığımız dört şıkkın büyük ölçüde yıprandığı dikkate alınarak bunun pişirilmekte olduğunu duyuyoruz.)

***

Son bir ay içinde HDP davasına ait sürecin hızlandığını da üstteki senaryoların yanına koymak gerekiyor.

HDP davası 17 Mart 2021’de, MHP kongresinin çabucak öncesinde apar topar açılmıştı. O kadar ivedi açıldı ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Bekir Şahin, sonradan düzeltmeler yapmak zorunda kalmıştı.

5 Kasım’da HDP yazılı savunmayı Anayasa Mahkemesi’ne verdi. Çabucak akabinde 29 Kasım’da da başsavcı temel hakkındaki görüşünü mahkemeye iletti. Başsavcı hem HDP’nin kapatılmasını hem de 300’e yakın HDP’liye siyaset yasağı getirilmesini istiyor.

Bu trafik içinde 23 Kasım’da da 13 HDP’li milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılmasına ait fezleke TBMM’ye gönderildi.

Bütün bunlar tesadüfse biz de şimendiferiz!

Türk Lirası’na acımayan…

Türkiye’nin varlıklarını gözünü kırpmadan bitiren…

Merkez Bankası’nı kevgire çeviren…

Milleti açlık ve yoksullukta eşitlemeyi göze alan…

Bir anlayışın elbette iç barış da umurunda olmaz.

İktidarda kalmak ya da kalmamak!

Bütün problem bu…

Cumhuriyet